Filistinli Hristiyan sanatçı Rana Bişara’nın Beytüllahim’deki Doğuş Kilisesi önünde sergilenen “Kuvözdeki Bebek İsa” eseri, Gazze’de dünyaya gözlerini açtıktan kısa bir süre sonra İsrail vahşetinin kurbanı olan yüzlerce masum bebeğin simgesi oldu.
Tüm dünyada Hazreti İsa’nın doğum günü olarak kabul edilen Noel Bayramı kutlanırken, Hristiyan sanatçı Bişara, İsrail ordusunun Gazze Şeridi’nde kimini anne kucağında kimini ise hastane yoğum bakım ünitelerindeki kuvözlerde öldürdüğü Filistinli bebekleri unutmadı.
İşgal altındaki Batı Şeria’nın Beytüllahim kentinde bulunan ve Hazreti İsa’nın doğduğu yer olduğuna inanılan Doğuş Kilisesi’nin önünde bir kuvöz içerisine yerleştirdiği bebek İsa heykeliyle performans sergileyen sanatçı, eserle vermek istediği mesaj hakkında AA muhabirine açıklamalarda bulundu.
Gazze’de kuvözde öldürülen Filistinli bebeklere dikkati çekti
Noel kutlamaları vesilesiyle Hristiyan aleminin dikkatini Gazze’de yaşanan vahşete çekmek istediğini dile getiren sanatçı, Hazreti İsa’yı ve doğumunu kuvözde öldürülen Filistinli bebekleri hatırlatan bir tasarımla sunmayı ve Filistin halkının acılarını insanlara sanat üzerinden duyurmayı amaçladığını söyledi.
“Kuvözdeki Bebek İsa”nın Filistinli ve Gazzeli çocukları temsil ettiğini belirten Bişara, şöyle konuştu:
“Bildiğiniz gibi bu günlerde Hazreti İsa’nın doğumunu kutluyoruz. Hazreti İsa’nın doğumunu ve bebekliğini temsil eden eserde, sanatsal olarak ortaya koymak istediğim şey, İsa Mesih’in bedeni ile öldürülen tüm Filistinli çocukların bedenlerini temsil etmekti.”
Sanatçı, öncelikli mesajının “Gazze’ye karşı yürütülen İsrail saldırılarının durdurulması” olduğunu, 17 yıldır açık hapishaneye çevrilen abluka altındaki Gazze Şeridi’nin televizyonların canlı yayınlarında ve dünyanın gözü önünde insanların soykırıma uğradığı ve öldürüldüğü bir mezbahaya dönüştüğünü vurguladı.
“Filistin’in çocukları umutlu olsunlar; ışık buradan doğacak”
Gazze Şeridi’nde yaşanan trajedinin çok büyük olduğunu dile getiren Bişara, “Kuvözdeki Bebek İsa” maketini hazırlama sürecini ve detaylarını ise şöyle anlattı:
“Bebek İsa’nın siyah teni füze saldırılarında bedenleri kömüre dönen çocukları, üzerinde yattığı kırmızı Filistin kefiyesi Gazze’de akan kanı temsil ediyor. Kaktüs ve üzerindeki dikenler, 1948’de Nekbe nedeniyle göç edilmek zorunda kalınan Filistin köylerinin simgesi; o tarihte 531 Filistin köyü yerle bir edilmiş ve insanlık dışı suçlar işlenmişti. Yeşil renk, Filistin halkının direnişini ve sebatını simgeliyor. Bebek Mesih’i çevreleyen altından hale ile de umudun olduğunu hatırlatmak istedim. Filistin’in çocukları umutlu olsunlar; ışık buradan, keder ve sızının olduğu yerden doğacak, Filistin halkının yazmış olduğu yerden.”
Gazze’de bebekler ilaçsızlık, açlık ve susuzluktan kuvözdeki kundaklarında öldü
İsrail’in Gazze’de hastanelere saldırıp, doktorları alıkoyarak kuvözdeki bebekleri ölüme terk ettiğini hatırlatan Filistinli sanatçı Bişara, eseriyle tüm dünyaya Gazze’de bebeklerin ilaçsızlık, açlık ve susuzluktan kuvözdeki kundaklarında öldüklerini duyurmayı amaçladığını vurguladı.
Uluslararası Kızılhaç Komitesinin de bebeklerin ölümünden sorumlu olduğuna dikkati çeken Bişara, “Kızılhaç’ın da bunda payı var, kurtaramadılar.” ifadesini kullandı.
“Batı, Hazreti İsa’ya gerçekten inansaydı İsrail’e silah vermezdi”
Batı ülkelerinin Filistin’de yaşananları görmezden geldiğini söyleyen Hristiyan sanatçı, şöyle konuştu:
“Batı dünyası bizleri görmüyor. Batı dünyası 75 yıldır bir şey görmedi. 75 yıl artı 80 küsur gündür aynı zulüm altında yaşadığımızı görsünler istedim.
Batı dünyası Hazreti İsa’ya gerçekten inansaydı eğer İsrail’e silah vermez ve onu savaşa cesaretlendirmezdi.”
“Filistin devletini bugünün çocukları kuracak”
Gazze’de binlerce çocuğun İsrail füzeleriyle paramparça edildiğini dile getiren sanatçı Bişara, “Çocukları öldürerek Filistin halkını yok etmeyi hedefliyorlar. ‘Kuvözdeki Bebek İsa’ umudun simgesi; gelecekteki Filistin devletini bugünün çocukları kuracak” şeklinde konuştu.
“Enkaz altında kalanlar hariç 10 bin çocuk toplu soykırıma maruz kaldı.” diyen Hristiyan sanatçı, şöyle devam etti:
“Çocuklar çok alçak ve sadist yöntemlerle öldürüldü; Bebek İsa’nın siyah tenli olmasını tercih etmemdeki sebep, ABD füzeleriyle cesetleri kömüre dönüşen çocuklara işaret etmekti.”
Bişara, İsrail’in Gazze’de sürdürdüğü katliamın hedefine ilişkin ise “Batı Şeria’da ve Filistin’in diğer bölgelerinde çocuk, kadın ve yaşlılar hedef alınıp öldürülüyordu ancak bugün Gazze halkına soykırım yapılıyor. Mümkün olduğunca fazla Gazzeliyi öldürerek, sağ kalanların kaçmasını, göç etmesini amaçlıyorlar.” değerlendirmesini yaptı.
“Mukaddes mekanlarımızda hakaretlere maruz kalıyoruz”
Sanatçı Bişara, Filistinli Hristiyanların yaşadığı zulme ilişkin ise şunları söyledi:
“Ben Filistinli Arap ve Hıristiyan bir sanatçı olarak, insanlığımı sesimle savunuyorum. Biz bu topraklarda Müslüman, Hıristiyan beraber yaşadık. Burada Yahudiler de vardı ancak şimdi onlar siyonistliğe yöneldiler. Bunlar Yahudiliğe de ihanet ettiler. Bizde herhangi bir dini etnik ayrım söz konusu değildir. Ben Filistinli bir Hıristiyan olarak şunu söylüyorum; Gazze’de bizim kiliselerimiz yakıldı. Din adamlarımız, rahibelerimiz her gün Kudüs sokaklarında hakaretlere maruz kalıyor. Mukaddes mekanlarımızda hakaretlere maruz kalıyoruz. Tabii Hristiyan dünyası medyada yapılan karartmadan dolayı burada olanlardan habersiz.”